30 Mayıs 2016 Pazartesi

TRAKUS XII Kayseri Kampı - 2.kısım

Tekrardan herkese merhaba. TRAKUS XII Kayseri kampı maceramızın büyük kısmını içeren üç gününü anlattığımız yayınımızı okumak üzereseniz. 28.05.2016 tarihinde yayınlanan ve kampın ilk gününün anlatıldığı yayını okumadıysanız buraya tıklayarak okuyabilirsiniz. Zaten okuduysanız ve ikinci kısmı heyecanla bekliyorsanız, sizleri daha çok bekletmeyeyim. İşte kampla ilgili yayınlarımızın ikincisi.Herkese iyi okumalar =)

Kampın ikinci günü duble uykuyla güne başladık. Sabah 04:45'e alarm kurulmuş olsa da herkes iyi uyuduğu için çok diriydi. Bu sefer parkurumuz Aladağlar'ın Doğu tarafıydı. Parkur rehberimiz ise çok sıcak kanlı, çok bilgili ve bölgeye çok hakim olan Mehmet Ünlü abimizdi. Tanışıp da bu insanı sevmeyecek insan sayısı çok azdır. Son günün son dakikalarına kadar bizden rehberliğini esirgemedi kendisi. O yüzden ona da çok teşekkür ederiz. Parkurumuz boyunca duraklarımızda durup ayrıntılı bilgiler aldıktan sonra en son durağımız olan ve Toroslar'ın en yüksek noktası olan Demirkazık Tepe'ye vardık. 3000 metre üzerinde daha çok farklı bir flora ve fauna karşıladı bizi. Alpin bitki örtüsünün her yanına dağılmış sürmeli dağbülbülleri, kar serçeleri ve büyük dağbülbülleri. Ama bu soğuk ve karlı yerdeki hedef türümüz belki de tüm kampın gözdesi olan urkeklikti. Mehmet abinin yaptığı kaliteli ses taklidi sonrasında bir anda dağ taş urkeklik sesleriyle inlemeye başladı. O mükemmel ve flütsü ses =) Urkekliğin sesini buraya tıklayarak sesi dinleyebilirsiniz. Bir anda herkes devasa lenslerini ve teleskoplarını çıkardı ve çatır çatır fotoğraf çekmeye başladı. Hareket etmediği sürece yaşadığı yamaçlarda görmesi neredeyse imkansız olan ve neredeyse bir hindi kadar boyutu olan bir keklikti karşımızdaki. Doya doya izledik. İşte Demirkazık Tepe yakınlarında çekilmiş bazı fotoğraflar. Fotoğraf farklı üyelerimizden ve Murat Saltık beyden. Fotoğrafını bizimle paylaştığı için ona da çok teşekkür ederiz.


Dağ güzeli büyük dağbülbülü - Umut Tank



 Demirkazık Yakınları



 TRAKUS'un hedefi urkeklik



OKGT Demirkazık'ta - Murat Saltık


Demirkazık Tepe'den sonra ise ekipler serbestçe diğer durakları gezecekti. Biz de kapasitesi biraz düşük olan ama bizi her yere götüren minibüsümüze atladık. Dağlardan aşağıya inerken çok güzel yaylalarda ve vadileri durup gözlem yapma fırsatı bulduk. Muhteşem manzaralar ve türler gördük. Kirazkuşlarıyla dolu yamaçlar ve dağ kuyruksallayanlarının şarkılar söylediği dereler =) Demirkazık'ın aşağısındaki yaylalarda OKGT ve minibüsümüzde bize eşlik eden Lale Aktay hocamız çok güzel zaman geçirdi. İşte orada çektiğimiz bazı fotoğraflar. Fotoğraflar farklı üyelerimizden.



 Kulaklı toygar - Umut Tank



 Kirazkuşu - Umut Tank



 Kaya serçesi - Umut Tank



 Çizmeler > Ayakkabılar


 OKGT ve Lale Aktay hoca gözlemde



 Faysal Dağ'ın özçekimiyle OKGT



 Yaylalar



Esra Serçe ve papatyaları =)



Yaylaları geçtikten sonra ise bizim adına "Boğmaklı Ardıç Vadisi" koyduğumuz vadiye geldik. Hedef türümüz adı üstünde boğmaklı ardıçtı. Ne hikmetse o hariç tüm türleri gözlemleme fırsatımız oldu. Onu ise bir an duyar gibi olduk ama emin olamadık. Daha sonra bu vadiye onun için dönecektik. Taşbülbülleriyle dolu o güzel arazide ve civarında yaptığımız bol türlü gözlemimizden bazı tür fotoğrafları. Fotoğraflar Umut Tank'tan. 




 Karakızılkuyruk - Umut Tank



 Kırmızıgagalı dağ kargalarından rahat bulamayan bir kaya kartalı - Umut Tank



Karabaşlı çinte - Umut Tank



Bu gözlemlerde kaydettiğimiz türlerin tam listesini görmek için ise buraya (Demirkazık), buraya (yaylalar), buraya (yaylalar ve aşağısı) ve buraya (Boğmaklı Ardıç Vadisi) tıklayabilirsiniz. Gözlemlerimizi hızla bitirdikten sonra ise kampın en önemli etkinliklerinden birisi olan ve çevredeki ilkokullardan gelecek olan çocuklara kuş gözlem eğitimi verileceği ve uçurtma şenliği yapılacağı etkinlik için hızla milli parka döndük. 

Bu etkinlik çok özel bir etkinlikti. Sadece OKGT çocuklarla eğitim yapmayı sevdiği için ve çocuklar dünyamızın geleceği olduğu için değil; aynı zamanda uğruna yapıldığı insan için de öyleydi. Hayatını elzem bir kazada kaybeden Fazilet Üker'in anısına TRAKUS tarafından düzenleniyordu bu etkinlik. Biz onu tanımasak da onu yakından tanıyan insanlardan onu dinleyince tanımış kadar olduk. Hepimiz duygulandık. O genç ve değerli arkadaşımızın adını böyle güzel bir etkinlikte yaşatan TRAKUS yönetimine birer insan olarak teşekkür ederiz. Yakınlarına ve sevenlerine ise başsağlığı dileriz. Bu güzel etkinlik çerçevesinde çocuklar öncelikle kendi okullarında kuşlarla ilgili resimler yapmışlar. Daha sonra ise bizim kampımıza geldiler ve onlara Lale Aktay hocamız tarafından temel kuş gözlem eğitimi verildi. Eğitim sırasında sorulan sorulara verilen cevaplar ise bizi kahkahalara boğdu =) Zehir gibi çocuklarla birlikteydik. Bu güzel eğitimden sonra TRAKUS'un her çocuk için aldığı dürbünler ve hediyeleri dağıttık onlara. Sonrasında ise tabi ki öğrendiklerimizi tatbik etmeliydik =) O yüzden gruplara ayrılıp araziye çıktık. Sultansazlığı'nda yaptığımız kısa gözlemden sonra ise uçurtma şenliği vardı =) Çocuklardan daha çok uçurtma uçuran bizler harika zaman geçirdik. Tüm bunları organize edecek kadar düşünceli ve bunları hayatını kaybetmiş bir kuşçu arkadaşımız anısına yapacak kadar ince olan TRAKUS yönetimine bir kere daha teşekkür ederiz. OKGT olarak en çok eğlendiğimiz etkinlik buydu! İşte o etkinlikte çekilmiş fotoğraflarımız. Fotoğraflar farklı kişilerden.


 Yaramazlar kuş gözlem eğitiminde



 Fırlamalar =)



 Hediyeler ve uçurtmalar =)



Fazilet Üker Uçurtma Şenliği


Yoğun ama çok eğlenceli geçen bugünün akşamında ise İZ TV ekibiyle bir röportaj yaptık. Onlara OKGT'den ve kamptan bahsettik. Daha sonra ise hayatımızda yaşadığımız en güzel deneyimlerden birisi olan Sultansazlığı içinde bir kayık gezisine çıktık onlarla. Geziye katılan diğer üyemiz ve en az benim kadar kuş hayranı olan Alaz Uslu ile harika şeylere tanıklık ettik. Uzun bir sopayla itilen bir kayıkta, sazların arasında oluşmuş daracık kanallardan ilerleyerek bir gezi yaptık. Gezide gördüğümüz manzaralar inanılmazdı! Geziden dönüp katılamayan arkadaşlarımıza anlatmak için sabırsızlanıyorduk. Döndüğümüzde tüm heyecanımızla anlattığımız o tecrübeyi arkadaşlarımız televizyonu dinler gibi dinlediler. Hiç kimsede heyecan yoktu. Neler yaşadığımız onlara anlatmanın yolu yoktu çünkü. Onu o an anladım. İnsanların o olayı birinci elden yaşaması gerekiyordu bizi anlamak için...O daracık kanallardan o sessizliğin içinde sazları aralaya aralaya ilerlemeleri gerekiyordu. Orada gördüğümüz manzaralardan birkaç tanesinin fotoğrafı aşağıda...Sizleri oraya götüremeyecek olsalar da bir bakın. Belgeseli ise 10.06.2016 günü İZ TV'de izlemeyi unutmayın! Sazlıkta yaptığımız gözlemin kayıtlarına buradan ulaşabilirsiniz.



 Sultansazlığı



 Kayığımız ve rotamız



 OKGT kayık gezisinde



Yakalanmaktan ucuz kurtulan güzel su yılanı =)


Biz gezideyken diğer üyelerimiz de güzel zaman geçiriyorlarmış. Fotoğrafları görünce anladık bu durumu =) İşte onların bizi beklerken, sazlığın kalbine kadar uzanan iki kilometrelik iskelede çektiği fotoğraflar. Fotoğraflar farklı üyelerimizden.


 Uçsuz iskele 



 Photobombing =)



 OKGT Sultansazlığı'nda



Uçsuz iskele


Bu yoğun geçen günü akşamında ise bizler için yine çok önemli bir şey vardı: OKGT Tanıtım Sunumu. Kamp süresince parkur tanıtımı haricinde yapılan tek sunum olan bu sunum bizler için çok önemliydi. Sultan Pansiyon'un bahçesine kurulan büyük perdede, kamp ateşinin başında bizi dinleyen 70 kişiye OKGT'yi ve yaptığı etkinlikleri anlattık. Onlardan ülke çapında yapılan ve gönüllülük temelli olan Üreyen Kuş Atlası çalışması için yardım istedik. Ayrıca okulumuzdaki Yalıncak Göleti'nde yapılmakta olan silah denemeleriyle ilgili bilgiler verip o aktivitelerin durdurulması için neler yapabileceğimiz konusunda yardım istedik. Sunumda aynı zamanda onlarca kişinin günlerce emek harcayarak hazırladığı kitap ayıraçları, yapıştırmalar ve keçeden süsleri sattığımız OKGT Dükkan'ın tanıtımını yaptık. Sunum sonrası ise OKGT Dükkan'ı ve varoluş amacını öğrenen tüm iyi kalpli insanlar standımızdan bir şeyler aldı. Onca emeğimiz boşa gitmemişti! Sonunda topladığımız yardımlarla 1 adet rehber kitap ve 2 adet dürbün aldık. Üstüne biraz daha ekleme yapıp bir ses kayıt cihazı bile alacağız =) Bizim bu güzel amaçlara hizmet eden dükkanımızı ziyaret edip bize yardımda bulunan herkese binlerce defa teşekkür ederiz. İşte sunumumuz sırasında çekilmiş bir fotoğraf ve OKGT Dükkan. Fotoğraflar farklı üyelerimizden.



 OKGT Tanıtım Sunumu 



OKGT Dükkan


Böylece kampın bizler için en güzel günü olan gün bitmiş oldu. Baykuşların ninnileriyle uyuduğumuz gecenin sabahında ise panikle uyandık. Ekibimizden birinin şiddetli horlama sesini kampı bizon bastı diye yorumlayarak uyandık =) İsmini ifşa etmeye gerek olmasa da o arkadaşımıza buradan selam gönderiyorum. Bizon korkusuyla başlayan üçüncü ve son günün parkuru ise her gün yanı başında uyuduğumuz Sultansazlığı'ydı. Parkur rehberimiz Atalay abimizden gideceğimiz yerleri öğrendikten sonra yola koyulduk. Sultansazlığı'nın her yerini bir günde gezmek neredeyse imkansız olsa da, biz en güzel yerlerini gezip bol türlü bir gezi yaptık. Balıkçıl yuvalama alanları, çorak toygarları, gelengiler, tilkiler ve son zamanlarda ülkemizde kanser gibi yayılım gösteren Homo yobazensis türünü de gözlemle fırsatımız oldu. Bol kertikli bu gezide çekilmiş fotoğraflardan bazıları aşağıda. Fotoğraflar farklı üyelerimizden.



 Balık çiftliği



 Sazlığa renk katan flamingolar ya da yerel adıyla allı turnalar - Umut Tank



 Alaca Balıkçıl - Umut Tank



 Sarı kuyruksallayan - Umut Tank



 Hedef türlerimizden olan mahmuzlu kızkuşu ya da yerel adıyla kızkız kuşu - Umut Tank



 İbibikler - Umut Tank



 Uzunbacak - Umut Tank




 Bacanın sahibi kukumav - Umut Tank




Doğa düşmanı bir haşere olan Homo yobazensis



3.gün Sultansazlığı'nda OKGT olarak gözlemlediğimiz türlerin tam listesi için buraya tıklayabilirsiniz. Akşam üzeri geldiğinde herkes eksik türlerinin peşinde koşuyordu. Biz ise hedef tür listemizin çok gerisindeydik. Verimsiz geçen ilk gün ve bir başımıza geçen gözlemlerin sonucu olarak 5 hedef türümüzü görememiştik. Bu türler sarıgagalı dağ kargası, boğmaklı ardıç, alamecek, duvar tırmaşıkkuşu ve küçük boğmaklı toygardı. Topladığımız istihbaratların sonunda hepsini görebileceğimiz bir rota çizip yola koyulduk. Akbaş rotasına gidip küçük boğmaklı toygarı bulmamız çok kolay oldu. Sonrasında ise şansımız çok yaver gitmedi. Boğmaklı ardıcın sesini 1 saatlik uğraş sonun kaydedebildik fakat kendisini göremedik. Sarıgagalı dağ kargaları ise hiçbir yerdeydi. Duvar tırmaşıkkuşunu ise 15 dakika ile kaçırmıştık. Alameceği ise grubumuzun bir kısmı görme fırsatı buldu sadece. Yine de tür kovalamanın heyacanını sonuna kadar yaşadığımız bu gözlem için bizi kırmayıp çok istesizce de olsa bizi dağa taşa götüren Mehmet abimize teşekkürü borç biliriz =)

Böylece üçüncü günün de sonuna geldik. Dördüncü ve son gün ise tamamen opsiyoneldi. Çoğu kişi kamptan ayrılmıştı. Biz de bu günü ders çalışarak ve dinlenerek geçirdik. Bir de bir anda çıkan dolu fırtınasında uçmasın diye çadırlarımıza sahip çıkarak tabi ki. Akşam ise çok aktarmalı ve yine kolay olmayan bir tren yolculuğu ile Ankara'ya doğru yola çıktık. Muhteşem anılarla dolu, muhteşem insanlarla tanıştığımız ve muhteşem tecrübeler edindiğimiz TRAKUS XII Kayseri bizler için çabuk geçti. Hayatımızda yaşadığımız en güzel günlerden bazılarını orada yaşadık. O güzel günleri yaşamamızda katkısı olan herkese ve özellikle TRAKUS başkanı Serhat Tigrel abimize ve yönetimden Ömer Furtun abimize bir kere daha teşekkür ederiz. Sizlere kampımızın sevimli maskotun resmiyle veda edelim. Umarız okurken eğlenmişsinizdir. Bir sonraki yayınımızda
görüşmek üzere. 






Herkese bol kuşlu günler =)

Kaan

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder